db_mysqli.php:fetch_array: 10tr:gonderilen parametre mysqli_result olmasi gerekirken False.
tikirdat:(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:911:run_hooks)->(class_plugins.php:142:thankyoulike_postbit)->(thankyoulike.php:2190:fetch_array)->

Table 'forums164.tikirdat_g33k_thankyoulike_thankyoulike' doesn't exist

Sen Çal Kapımı: Yüreğiyle bakan gözler adına Warning [2] Use of undefined constant userregdate - assumed 'userregdate' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 2 - File: inc/functions_post.php(531) : eval()'d code PHP 7.4.3-4ubuntu2.20 (Linux)
(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:531:eval)->(functions_post.php(531) : eval()'d code:2:error_callback)->(class_error.php:153:error)->

HAFTANIN SÖZÜ

"Dünyanın en yoksuI insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır." Arthur Schopenhauer


Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Sen Çal Kapımı: Yüreğiyle bakan gözler adına
#1
8671760f-6b8c-48da-a3c2-88b5bbc0f46d.jpg
[b]“İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” * [/b]demiş tilki Küçük Prens’e. Çünkü hayatta bazı gerçekleri görmek için ruhumuzla tanıklık etmeliyiz, her şeyi mantıkla göremeyiz. İnsan yüreğiyle görmeli hayatı tam olarak yaşayabilmek için. Geçen haftaki yazımı Küçük Prens’ten bu alıntıyla bitirmiştim. Hem Eda hem de Serkan’ın en yakın zamanda birbirlerini yürekleriyle görmeye başlamalarını umarak… 11.bölümün sonunda hem kalplerini birbirlerine açtılar hem de bölüm içerisinde Küçük Prens’ten alıntılar yapıldı, bu da benim açımdan çok güzel bir tesadüf oldu.
 
Serkan ve Eda iki farklı dilde konuşan insanlardı başta. Zamanla aslında ne kadar uyumlu ve de birbirleri için olduklarını hep birlikte gördük. Fakat onlar göremediler. Etrafındaki herkes bu uyuma tanıklık etti, fakat onlar hiçbir zaman emin olamadılar birbirlerinden. Ondan dolayıdır ki hep kafalarında bir soru işareti kaldı. Ta ki yayınlanan son bölümün son dakikasına kadar. Birbirlerine kalplerini hep farklı zamanlarda açtılar. Eda ne zaman Serkan’a aşkla baksa, o sırada Serkan gözünü kapadı ve onu göremedi. Aynı şeyi ne zaman Serkan yapsa Eda hissettiklerine inanmayıp Serkan’ı kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. Aralarında hep bir sürü engel vardı, başta yaptıkları sözleşme, aileleri derken birbirlerini unutmuşlardı. Sonra Serkan bu karmaşaya bir dur dedi, hissettiklerini itiraf etti. Çünkü robotlarında kalbi vardır dedi, ama bence kendisi hiçbir zaman bir robot değildi.  Sadece yaşadıkları, etrafındakiler onu öyle davranmaya itmişti. Sonrasında onların zamanı başladı.
 
İtiraf sahnesine neler yazılır neler söylenir, ne methiyeler dökülür kim bilir. Eda ve Serkan’ın mimiklerinden, gözlerindeki ışıltıdan tutun, ağızlarından çıkan her bir kelime çok özeldi. Belki birçoğumuz Serkan’ın Eda’yı sevdiğini söylemesini sabırsızlıkla bekledik. Ama beklediğimize değdi. Neden mi? Çünkü Serkan hislerini geçiştirmeden, direkt söyledi. Küçük bir not eklemek gerekirse; aşkın ya da sevginin bir seviyesi ya da söyleme şeklinde bir farklılık var mıdır bilmiyorum. Ama “seni seviyorum” demek ile “sana deli gibi aşığım” arasında çok büyük fark var bence. Serkan’ın ağzından “seni seviyorum” kelimelerinin çıkmadığına çok memnun oldum. Çünkü âşık olduğunu kabul etmek karşındaki kişinin senin için “o” olduğunu kabul etmektir. Yani herkes gibi olmaktan çıkıp benzersiz olan kişi. Çünkü birini sevdiğini hayatında birçok kişiye söyleyebilirsin, ama karşındaki kişiyi ve de yaşanan hissi özel, sihirli ve de eşsiz yapan da âşık olma hissidir. (Meşhur flip flop kelimesi de yüz de küçük bir gülümseme bıraktı, onu da ekliyim.)
 
Bölüme dair bazı notlar bırakırsam;
 
* Eda ve Serkan’ın gittiği yalı da yaşayan doktor sevdiği kadın için sadece kendi bahçesinde yetişen bir gül üretip ona “Hekimbaşı” ismini vermişti. Fragmanda gördüğüm kadarıyla da Serkan Eda için bir yıldıza onun ismini veriyor. Daha ne kadar muhteşem olabilirsiniz Sayın Serkan Bey.

* Eda mı Serkan’ı yoksa Serkan mı Eda’yı daha çok değiştirdi diye düşündüm bu bölümü izlerken. Bir ilişki de her iki tarafta değişime uğrar, daha da güçlenir. Ama her ikisi de eşit bir şekilde değişmez, değişmemeli de bence. Bu bölüm bir kez daha anladım Eda Serkan’ı çok daha fazla etkilemiş.

* Yine bölüm içerine serpilmiş çok güzel detaylar vardı. Serkan’ın Eda’yı gördüğünde saatinin ötmeye başlaması, Serkan televizyonu ve radyoyu açtığında İtalya ile ilgili haberleri görmesi gibi. Ayrıca Eda ve Serkan araba da giderken çalan şarkı çok güzeldi, sonra bir baktım ki dizi de Pırıl karakterini canlandıran Başak Gümülcinelioğlu tarafından hem sözleri yazılıp hem de söylenmiş. Emeklerine ve de ellerine sağlık herkesin!

* Fifi hala çok gizemli bir karakter. Bu bölümde de gördük ki herkesten sakladığı sırlar var. Dizi ekibinin Fifi ile ilgili hiçbir bilgi vermemesi de o sırların önemini daha da arttırıyor. Bakalım oradan da neler göreceğiz.

* Bu bölüm Alptekin Bey’in Eda’nın anne ve babasının ölümüne sebep olduğunu öğrendik. Daha ne kadar başlarına kötü şey gelebilir derken en kötüsü gerçekten geldi. Sonraki bölümler de çok büyük yaralar açmaz umarım bu sır aralarında. Ama ben inanıyorum ki aralarındaki bu engellere rağmen birbirlerinin ellerini kolay bırakmayacaklar. Belki sorunlar daha da büyüyecek ama onlar daha da güçlenecek. 

* Son olarak Ferit karakterinde de bu hafta ufak tefek değişimler gördük. Önceki bölümlerde Selin’in Ferit’e her zaman haksızlık yaptığını düşünüyordum. Hala da öyle düşünüyorum fakat bu hafta Alptekin Bey’in şirketinden haber karşılığı hisse alması geleceğe karşı küçük bir sinyal. Şu anlık iyi gibi görünse de ileri de Serkan’ın dediği gibi şirketin başına çorap örecekmiş gibi görünüyor.
   
Zaman ne kadar da çabuk geçiyor öyle değil mi? Gözümüzü açıp kapatana kadar hafta içi geçiyor, bir anda hafta sonuna geliyoruz. Sonra da ileri ki bölümü heyecanla bekler oluyoruz. Bu bölüm de gerçekten çok akıcıydı. Ne ara Eda İtalya’ya gitmeye karar verdi, hangi ara Serkan Eda’ya âşık olduğunu söyledi hiç fark edemedim. Umarım her bölüm böyle akıp gider, bize zamanı unutturur. Bölümde emeği geçen herkesin eline ve emeklerine sağlık. Haftaya bomba gibi bir bölüm gelecek gibi görünüyor. Yazıyı okuyan herkese de teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim. Hoşça kalın, en önemlisi de hep hoş kalın! Hayatı yüreğinizle görmeniz dileğiyle…

yazan: Buğçe Büyüksönmez
kaynak: ranini.tv
82688081_3749748_4241322423441.gif
Ara
Cevapla
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping