db_mysqli.php:fetch_array: 10tr:gonderilen parametre mysqli_result olmasi gerekirken False.
tikirdat:(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:911:run_hooks)->(class_plugins.php:142:thankyoulike_postbit)->(thankyoulike.php:2190:fetch_array)->

Table 'forums164.tikirdat_g33k_thankyoulike_thankyoulike' doesn't exist

Sen Çal Kapımı: "Senin yüzünden değil, senin için..." Warning [2] Use of undefined constant userregdate - assumed 'userregdate' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 2 - File: inc/functions_post.php(531) : eval()'d code PHP 7.4.3-4ubuntu2.20 (Linux)
(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:531:eval)->(functions_post.php(531) : eval()'d code:2:error_callback)->(class_error.php:153:error)->

HAFTANIN SÖZÜ

"Dünyanın en yoksuI insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır." Arthur Schopenhauer


Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Sen Çal Kapımı: "Senin yüzünden değil, senin için..."
#1
4e05fa19-5f2c-43f6-8b30-0ecc272f82c8.jpg
Sevgi?.. Sevgiyi tanımlayabilecek pek çok şey var. Bizi hem hayata bağlayan hem de bazen bizi biz yapan çoğu şeyden koparan ama yine de onun verdiği acıyı bir başka duygunun verdiği mutluluğa değişemediğimiz bir şey… Hayır’larımızı evet’e çeviren, başkalarının “çok büyük bir hata” olarak niteleyebileceği şeylerden sonu ne olursa olsun pişman olamamanızın biricik nedeni olan şey… Hani o bildik ifade vardır: “Senin için değer.” Bir başkasından gelse yük olarak göreceğin şey ondan geldiğinde hiç tereddütsüz kalbinin üzerinde taşırsın. Çünkü bilirsin ki, onun için değer. Bazen inandığın tüm doğrular onun varlığının yanında anlamını yitirir. Herkes seni tanıyamaz hâle gelirken sen aslında içindeki gerçek “sen”i bulduğunu hissedersin. Sevginin pek çok tanımı var, hiç şüphesiz aşkın da. Ama benim gözümde en değerlisi, beraber dönüşmek. İyiye, kötüye, birliğe, bize, birbirine… Ve bu yeni biz ifadesinde kendi formunu bulmak. Kendi gerçek benliğini keşfetmek. Kabullenmek. Birlikte değerlenmek…

4d5284df-5989-4911-9813-a8bcc1f28005.jpg

İlk yazımdan beri söylüyorum. Serkan Bolat karakterini çok seviyorum. Çünkü bir bakımdan onu kendime çok benzetiyorum. Dışarıdan duvarları olan bir karakter. Hayattan korkuları var ve en büyük korkusu da korkularının belli olması. Kendini kapamış, bambaşka bir maske çizmiş dış cephesine. Birileri gelsin o maskeyi indirsin, ardındaki gerçek yüzünü görebilsin onu tanıyabilsin istiyor. Öte yandan deli gibi de korkuyor bundan, o maskeyi iç taraftan sımsıkı tutabilmek için çabalıyor. Ama sevgi var, aşk diye bir şey var hayatta. İnsana kendini şaşırtan, nevrini döndüren bir şey. Dizlerinin bağı çözülür, kalbin nabzının alarmlarını çaldırırken o maskeyi ne kadar sıkı tutabilirsin ki? Güçlü kaslı kolların da yetemediği şeyler var. ^^ Korkuyor Serkan. Deli gibi korkuyor. Esasında Eda’yla değil, kendiyle inatlaştığını o da biliyor. Ve gizleyemiyor da artık, açığa vuruyor gitgide. Bazı itiraflar cümlelere sığmaz ya… Bakışlara dolar, ellerden kayar, sözlerden kaçar. Tuttuğumuz yerden yakalamak gerek.

Geçen bölümlerde geçen ufak diyaloglardan Serkan’ın vefat eden bir abisi olduğunu anlamıştık. Aydan Hanım’ın bu dışarı çıkamama olayının da bu konudan beslenen bir durumdan kaynaklandığını anlamak zor değil. Eda’nın attığı adım çok güzeldi. İnşallah Aydan Hanım da sonradan bunu kişilik haklarına, mahremiyetine yapılan bir saldırı olarak görmez. Çünkü aralarında yavaş yavaş oluşan bir bağı izlemek insanın içini ısıtıyor. En güzel sevgi ilmek ilmek işlenen, emek verilen sevgi. Zor elde edilen şeyler her zaman daha kıymetlidir.

4d5a9b8f-74cf-4ceb-bf3f-91d4a48001e4.jpg
Neslihan Yeldan ♥

Bu arada bana da bi’ Seyfi alabiliyor muyuz? N’olur çok istiyorum, beni anlasınlar diye haykırmadan insanlardan anlayış beklemek küçük dünyamda o kadar imkânsız ki… Ve o nasıl samimi bir sahneydi öyle. ♥ Ayrıca Melo’yla da yan yana çok hoş durduklarını tek düşünen ben olamam di’mi? Kaan Bey bir ânda iyilik meleğine dönmezse benim shipim belli arkadaşlar. Yüreğinde sevgi, incelik barındıran kişiye biz de yüreğimizde yer açarız…

Bu “Serkan yok günü” olayı fragmanda ilk duyduğumda hadi ama yani hangi bilmem kaç yüz dizide izlemiştik bunu havası yaratmadı değil. Ama bu günün abisinin vefat ettiği gün değil de Serkan’a söz verdirdiği gün olması detayı hoşuma gitti. Bedenen kaybettiklerimizi kaybediş duygusuyla değil de böyle bir güzellikle, tebessümle hatırlayabilme fikri çok hoş. Ben de bir gün bu dünyadan göçüp gittiğimde geride bıraktıklarımın benim eksikliğimle mahvolmalarından ziyade bir zamanlar var oluşumun, birlikte oluşumuzun onları mutlu etmesini isterim. İsterim ki pişmanlıklar, keşkeler, hüzünler değil de güzel ânlar, gurur verecek emanetler ve kahkahalar, güzel izler kalsın bir zamanlar nefesime şahit olan yerlerde. Bu yazıyı okuduğunuzda ben yoksam bir zamanlar var oluşumun izleri bu kelimeler kalsın isterim. Sevdiğim şarkılar, tekrar tekrar okumaktan bıkmadığım kitaplar, kalbime konuk ettiğim insanlarla biriktirdiğim anılar, küçük dünyama sığdırdığım anlamlar kalsın isterim. Ben iyice vasiyetnameye bağlamadan yazıya devam edelim.

17c02e00-a126-4f53-a700-189e50047688.jpg

Fikret Bey’in hikâyesinin işlenişi, Eda’nın duruşu, Engin’in Serkan’a rağmen Eda’ya destek oluşu, Serkan’ın başlarda olduğuna inandığı kişi gibi davranmaya çabalayarak Eda’yı canından bezdirse bile sonrasında onun gözyaşlarına kıyamaması… Hepsi çok güzeldi. Aşk saklanması kolay bir şey değildir, insanın her zerresinden her hâlinden fışkırır. Eda da Serkan da artık içlerinde filizlenen hisleri saklayamıyorlar. Araya çirkin bir olay girmeden kelimelere ihtiyaç duymayan bir itiraf izlesek sizce de çok hoş olmaz mı? Bu bölümdeki paylaşım sahneleri, incelikler, son sahnedeki teslimiyet sarılması gerçekten güzel adımlardı. Hani şu sevginin henüz adının konulamadığı ama inkâr edilecek noktayı da çoktan geçmiş olduğu safha vardır ya, işte tam oradayız şu ân. Tam duvarlar kalkacakken araya yanlış anlaşılmalar, fuzuli inkârlar, iletişimsizlikten doğan kavgalar yahut anlamsız ayrılıklar sokmak yerine süreci keyfince yaşasak olur mu? Hikâyeleri uzatmanın bir yolu karmaşıklaştırmak ise diğer yolu da genişletmektir. Biz ikinci yolu seçelim, birinci yolun seçilmesinden gına geldi çünkü.

Engin-Pırıl ikilisi, Pırıl’ın ürkek ama şefkatli sevgisi içimi gülümsetiyor. Ceren karakterini canlandıran Melisa Döngel’in diziden ayrılacağı konuşuluyor, ne kadar doğru bilemem doğruysa yolu açık olsun ama hikâyede ısrarla devam ettirilmesi de biraz ilgimi çekti. Açıkçası Engin’in Ceren gidince Pırıl’ı fark etmesi yerine Ceren’le bir şansı varken Pırıl’ı seçmesini tercih ederim çünkü Pırıl gibi sevenleri üzmeyelim, sonra sevmekten korkar hâle geliyorlar. Pırıl biraz gri bir karakter ama onun griliği kötülüğünden değil sevgi eksikliğinden. Engin’le birbirlerine iyi gelecekler. Pırıl kalbinin sesinden kaçmak için sarıldığı işin yakasını biraz olsun gevşetecek, Engin nihayet ikinci adam olmaktan kurtulacak. Çünkü aslında hepimiz kendi hikâyemizde esas kız/ esas oğlanız ama kendi hikâyemizi bir kenara itip başka hayatlara sığışma çabası içine girince doğal olarak hep yan rollerde buluyoruz kendimizi. Ah bir sevebilsek kendimizi doyasıya…

68cf217d-3b49-41bd-925d-e5a059513b0d.jpg
Tekrar tekrar yapmaktan bıkmadığım hatalarıma bakıyorumdur...

Güzel bir bölümdü yine. Serkan’ın sakladığı çiçek detayı gibi, saat gibi küçük detayların güzel işlenmesi çok hoşuma gidiyor. Detayları önemsiz görenler utansın, oysa yıllar geçer ömür unutulur bazı detaylarsa kalbe öyle bir nakşedilir ki ne kadar uğraşsan yine unutamazsın. Değerli kılar, zenginleştirir.

Son sahnede Selin kendi okuyla vuruldu. Selin karakteri için de üzülüyorum, onun için de çok zor bir durum ama saldırgan tavırları empati duygumu sınırlıyor. Umarım sözleşme olayını çözmesi bir şekilde önlenir. Madem hikâyemiz bir yalan üzerine kuruldu, tam anlamıyla gerçeğe dönmeden o yalan orada öyle bir kalsın ki korusun onları. Bünyem yaz dizisinde dram kaldıramıyor artık, lütfen böyle güzel güzel takılalım. Bu yazı da umarım epeydir sürdürdüğüm yazamama zincirini kırar çünkü yazılacak çok şey birikti. Birileri beni yazmaya teşvik etsin sonra valla ben iyice bekletiyorum, kalıyor. ^^ Yorumlarınız için Twitter/Instagram DM kutum ve yorumlar kısmı sizin. Buyurun zihnimizdeki koşturmacadan kaçıp biraz hikâyelere sığınalım. Yoksa hayat çekilmiyor arkadaş.

Tüm ekibin ellerine sağlık. Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle efenim. Güzel bakanlarınız çok olsun, yolları bir şekil gideriz…
Sevgiyle, ümitle ve n’ooolur mümkünse evlerinizde kalın.

Periniz.

yazan: tvperisi_
kaynak: ranini.tv
82688081_3749748_4241322423441.gif
Ara
Cevapla
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping