db_mysqli.php:fetch_array: 10tr:gonderilen parametre mysqli_result olmasi gerekirken False.
tikirdat:(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:911:run_hooks)->(class_plugins.php:142:thankyoulike_postbit)->(thankyoulike.php:2190:fetch_array)->

Table 'forums164.tikirdat_g33k_thankyoulike_thankyoulike' doesn't exist

Çatı Katı Aşk: Suda ateş mi, gece güneş mi?* Warning [2] Use of undefined constant userregdate - assumed 'userregdate' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 2 - File: inc/functions_post.php(531) : eval()'d code PHP 7.4.3-4ubuntu2.20 (Linux)
(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:531:eval)->(functions_post.php(531) : eval()'d code:2:error_callback)->(class_error.php:153:error)->

HAFTANIN SÖZÜ

"Dünyanın en yoksuI insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır." Arthur Schopenhauer


Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Çatı Katı Aşk: Suda ateş mi, gece güneş mi?*
#1
331ce020-fe4a-40fd-aede-3c2548173eef.jpg

Geldik yine bir bölümün sonuna, oturduk klavyenin başına... Yine oldukça hareketli bir bölüm izledik. Çiftler arasındaki hareketliliğin yanı sıra sosyal medyadaki gümbürtünün arasında kaynadığını düşündüğüm çok hoş detaylar da vardı bu bölümde. O yüzden bir sakin olup bunların üzerinde de konuşmak istiyorum. Çayımızı kahvemizi alalım, arkamıza yaslanalım dostlar. Başlıyoruz..

Bölüme Ateş'in halasının baskınıyla başladık. Kavga kıyamet bir şekilde kalabalık dağıldıktan sonraysa Yasemin'in ataklarıyla bizimkiler çok güzel bir hikâye uydurdular. Uğruna sıfırdan bir hayat kurmanın göze alındığı bir âşktan kalbi olan hangi insan etkilenmez ki? Üstelik de bu kez kaçan kız değil damatsa. Bizimkiler durumu çok güzel toparladılar ama bu ailelerin devreye girmesi olayı işleri epey karıştıracak belli ki. Ateş'in babası ayrı bir alem iken Yasemin'in babasının da kalp hastası olduğunun altının çizilmesi bu durumlar ortaya çıktığında hoş şeyler yaşanmayacağını gösteriyor. Ayrıca Ateş'in ailesinin bu evlilik olayını sorgulamamaları olayı saçma olur, en azından Yasemin'i biraz araştırmak isteseler evli olmadıklarını rahatlıkla görebilirler. Son sahnedeki durum nasıl toparlandı, Ateş onları hangi ara nasıl gönderdi bilemiyorum ama senaryonun biraz tıkandığı noktada oranın bi' dram potansiyeli mevcut. 

d698cbac-a0a6-44cf-875a-a08523b0c6c2.jpg
Mükemmel bi' konuşma değil miydi?

Az önce biraz gümbürtüye giden detaylar üzerinde konuşalım demiştim ya, hadi oraya bi' dönelim. Öncelikle kalbine sığdıramadığı sevdasını bir şarkıya hapseden Filozof Emin'imiz var ortada. (O şarkıyı duyunca "Ateş Böceği"ne gidenler olarak gelin bi' sarılalım ❤) Geçen hafta afişleri incelerken fark etmiştim, bu haftaki bölümde verilen detaylar ve flashback ile de iyice emin olduk ki bu yarım kalan hikâyenin kadın başrolü Ateş'in halası Gülriz Hanım. Aslında plak sahnesi ve bir iki ufak detay bunun anlaşılması için yeterliydi, parçaları birleştirerek çözülen gizemler her daim daha çekici gelir bana ama anlaşılan senaristlerimiz daha net olmak istemişler ki hemen peşine Gülriz Hanım'ın abisiyle olan diyaloğuna şahit olduk. Burada Ateş'in kime benzediğine dair yapılan ima açıkça ortaya koydu her şeyi. Ben şahsen hikâye biraz daha parça parça açılsın, biraz sürprizli olsun isterdim ama böyle oldu n'apalım? Bi' süre anlamazdan geleceğiz. Bir iki ufak detay dediğim yere gelecek olursak Emin Bey'in Ateş'le kurduğu bağ, bu bölüm ona "Sen bensin." demesi, ayriyeten "Aynı kadını seviyoruz." repliği çok şey anlatıyordu. Ateş Gülriz'le Emin'in oğlu çıkarsa şaşırmam. Eğer durum böyle olursa bu Ateş'in babasının sevgisizliğini de halasının kendini ona adamış olmasını da Ateş'le Emin'in benzerliklerini de açıklar.

Çoğu kişi Ayşen tarafından böyle bir hikâye bekliyor ama pek içime sinmiyor benim o kısım. Ateş daha yakın geliyor. İster misiniz Ayşen istenmeyen gayrı meşru çocuk, Ateş de Emin'le Gülriz'in çocuğu olsun?ˆˆ Ya açıkçası Ayşen'in zaten çoğu öz aileden daha sıcak, çok güzel bir ailesi var. O öyle kalabilir. Hikâye eğer gerçekten de oraya doğru kaymayı planlıyorsa bunun Ayşen'den değil Ateş üzerinden işlenmesini tercih ederim. Ateş'le Emin'i baba-oğul olarak izlemek çok güzel olur. Zaman içerisinde Emin-Gülriz tarafında da hoş sahneler izleyeceğimizi görüyoruz. Şahsen bayılırım böyle yıllanmış kırık hikâyelere... Burak Tamdoğan "Kara Para Aşk" ta izleyip çok beğendiğim bir isim, orada kötü karakter çıkınca üzülmüştüm ama çok şükür burada tam sevilesi bir karakterle çıkmış karşımızaˆˆEbru Aykaç da tüm asilliğiyle bu resmi tamamlıyor. Ben yüzleşme sahneleri için şimdiden beklentimi yükseltmiş olduğumu gerekli merciilere iletmekle beraber dizinin ömrünün bu çifti izlemeye yetebilmesini umuyorum. 

9d270bd3-fbfc-4ce0-8745-86e1581f01d5.jpg
Gözler kalbin aynasıdııır ?

Çift demişken bu bölümde bir diğer yıldız çiftimiz de Demir-Yasemin ikilisiydi. Yiğit Kirazcı'yı izlemeyi çok özlemişim. Demir karakteri üzerine cuk oturmuş; bakışları, âni tepkileri, şaşkınlıkları, nasıl davranacağını bilemediği durumlarda üzerine çöken öküzlük (delikanlılık!) maskesinin altına gizlediği nazik, samimi kocaman yumuşacık bir kalp... Nilay Deniz'le de çok güzel bir enerji yakalamışlar. Ateş-Ayşen sahnelerinde imdadı gelen bendenize ilaç gibi geldi. TRT 1'de "6 Mantı" diye bir dizi vardı, ben bayılırdım. İkisinin mantıcıdaki atışmaları bana o diziyi anımsattı ("Hangi kek kalıbının keki ki?" diyaloğu çok iyiydi yalnızˆˆ). İkilinin kimyası birbirine uymuş, çok güzel paslaşıyorlar; bize de zevkle izlemek kalıyor. Demir'in Yasemin'den etkilendiği için kendiyle verdiği savaş çok iyi işlenmiş. Özellikle şu her yerde onu görme olayı biraz komediye dökülmüş ama aslında çok güzel bir metafor. Âşık olduğumuzda nereye bakıyor olduğumuzun bir önemi kalmaz, gözlerimizin önüne adeta "O"ndan bir perde iner. O her yerdedir, her yer "o"dur! Demir gibi bir karakterin bu sahte evlilik olayı ortaya çıkmadan Yasemin"e herhangi bir adım atmayacağını biliyoruz; bu yüzden gerçeği öğrenene kadar onun bu kıvranmalarını, kendine bile itiraf edemediği kıskançlıklarını, kalbiyle verdiği savaşı izlemek keyifli olacak. Yasemin'in ona karşı çekilebileceğini görüyoruz yani Celal Bey'in dileğinin fazlasıyla kabul olacağı âşikar. Sadece biraz zaman... Bize kalan büyülü ânlar...

Dizinin atmosferi ve ana hikâyesi çok güzel ama sosyal medya etkileşimi ve reytingleri pek yeterli değil. Bu durumu iyileştirmek için ne yapmak gerek? Şüphesiz sorunların kendisine değil kaynağına odaklanmak, onu bulmaya çalışmak gerek. Misal izleyicinin bir çifti beğenmeyip tepki göstermesi bir sonuçtur. Sonuç bir şeyin sonu anlamına gelir, yani olmuş bitmiş bir şeydir. Olmuş bitmiş bir şeyin üzerine giderek, bunu baskılayarak bir şeyi çözemezsiniz. Burada doğru soru "Seyirci neden bu çifti benimsemekte zorlandı?" sorusudur. Seyircide inandırıcılık ögesini eksik bırakan şey ne? Karakteri daha az görmek mi? Yan rolleri esas rollerden daha çabuk benimseyip sevebilen bir kitle olduğumuz göz önüne alınırsa bu pek mantıklı bir sebep gibi durmuyor. Ki daha az görüyor da değiliz, ilk bölüm ansambl tarzına uygun bir dağılım izledik. Demek ki seyirciyi rahatsız eden daha farklı nedenler var. Bunlar çok farklı şeyler olabilir, bu örnekteki tahminim Yasemin gibi güçlü bir kadın figürünün yanında Ayşen'in çok daha sıradan kalması. Ayriyeten ikilinin arasındaki bağın tutku ve ufak etkilenmeler harici bir zemine oturtulamamış olması. Bu bölüm "Anla beni." sahnesiyle bu durum biraz aşılmaya çalışıldı ama sahne çok yüzeysel kaldı çünkü öncesi ve sonrası durumu besleyemedi. 

74ef6116-64ef-47c0-9133-cf127067b477.jpg

Ateş'in Yasemin'e yaptığı konuşma ve iddialaşmalarda Ayşen'e karşı olan tutumunun tamamiyle onu elde edememiş olma üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Bu düşüncesi sonrasında ne kadar evrilir bilemeyiz ama şu ân gözü Ayşen'i değil, onu ısrarla reddeden bir Ayşen'i görüyor. İkili arasındaki duygusal bağın hâlen yeterince kurulamamış olduğunu düşünüyorum. Geçen yazıda önermiş olduğum kedi sahnesini bu bölümde izledik. Tamam, okey. Bu güzel bir adım. İşte adımların böyle atılması gerekiyor. Ama bu adımlar tutarlı ve ölçülü devam etmeli edecekse. İzleyiciyi yok saymak çözüm değil, aksine izleyici bu karaktere inandırma sürecine ortak olmalı. Tek kanallı zamanlar geride kaldı. Artık izleyicinin alternatifi çok. Beğenmedi mi kanal değiştiriyor, yine mi beğenmedi hop giriyor internete yüzlerce farklı alternatifi oluyor. Seçtiği bir diziyle ilgili görüşleri de öyle yakın çevre, yakın arkadaş grubunda kalmıyor artık. Görüşler sosyal medyada milyonlara ulaşıyor, fragmanıdır bölüm fotoğraflarıdır didik didik incelenerek analiz ediliyor. İş yine önceki paragrafta bahsettiğimiz duruma geliyor. Olmuş bitmiş şeyler üzerinden gitmek, bir şeyleri baskılamak/yok saymak çözüm değil. Çözüm sorunun kaynağında. Oraya bakmak gerek. Ve sonra saygı gerek tabii. Hem kendi emeğine, hem güvendiğiniz insanların emeğine hem de izleyicinin zekâsına ve zamanına. Bu detaylar akılda tutuldu mu daha çok güzel bölümler bizi bekliyor eminim.

Daha fazla paylaşım için yorumlar bizim, Twitter ve Instagram DM kutum sizindir.

Sevgiyle, ümitle ve mümkünse evlerinizde kalın efenim. Sürç-ü lisan ettiysek affola.

Periniz


yazan: tvperisi_
kaynak: ranini.tv
82688081_3749748_4241322423441.gif
Ara
Cevapla
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping