db_mysqli.php:fetch_array: 10tr:gonderilen parametre mysqli_result olmasi gerekirken False.
tikirdat:(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:911:run_hooks)->(class_plugins.php:142:thankyoulike_postbit)->(thankyoulike.php:2190:fetch_array)->

Table 'forums164.tikirdat_g33k_thankyoulike_thankyoulike' doesn't exist

Azize: ''Çünkü hayata bir buzlu camdan bakıyoruz.'' Warning [2] Use of undefined constant userregdate - assumed 'userregdate' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 2 - File: inc/functions_post.php(531) : eval()'d code PHP 7.4.3-4ubuntu2.20 (Linux)
(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:531:eval)->(functions_post.php(531) : eval()'d code:2:error_callback)->(class_error.php:153:error)->

HAFTANIN SÖZÜ

"Dünyanın en yoksuI insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır." Arthur Schopenhauer


Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Azize: ''Çünkü hayata bir buzlu camdan bakıyoruz.''
#1
0d64835e-9f33-4a37-bf64-06b50d589f8c.jpg
Kapalı kapılar ardında kilit vurarak hayata dağılan umutlar, ışığı söndürülen gözler. Bunlar bir senaryodan ibaret değil yalnızca. Yaşıyoruz. Başkalarından da bir beklentimiz kalmadığında hayatta tutan tek şey korku oluyor bir noktada. O kadar aşinayız ki biz aslında bu hikayeye. Bir başkasının ölümüyle ancak hayat bulacak kadınları o kadar iyi tanıyoruz ki artık, ekranda izlemek bir kez daha şaşırtmıyor. Korktuğunu görüyorum Yıldız. O yaşarsa sen öleceksin bunu da biliyorum. Bir şekilde hayatta kalman gerekiyor hissediyorum. Korkuyla duvarın dibine çökmenin ne demek olduğunu hiç yaşamadım ama bir adayım bunun da farkındayım. Çünkü biz, kaderimizin kirli parmakların arasında yazılmaya çok yakın olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Güvenmeni isterdim Yıldız. En azından tutunduğuna inandığım oğlunun sende kalmasını isterdim mesela. Seni hayata tutan şeyin o olduğunu düşünüyordum. Her yerden çekiştiriyorlar seni o kadar farkındayım ki. Sarf edilen güç karşısında dizlerin titreyerek hayatta kalmaya çalışıyorsun. Ve sana söz veriyorum, bende hiç yenilmeyeceksin.

a2a75c21-cb73-4590-b1d8-f7e8c7f30aae.jpg


Korkunç bir adamsın İskender. Korkuyorum senden. Bir kadını öldürmüş olma ihtimalin olduğunu sezdiğim her saniye daha da çok korktum. Bir mafya olman dahi ürkütmemişti beni biliyor musun. Gardımı indirmemiştim seni izlerken. Sen, kendi ellerinle yarattığın canavarların da katilisin. Balkana hiç puslu camlar ardından bakmaktan vazgeçmemiştim bugüne kadar. İnsanları çaresiz kılan, farklı yollara yürümemeleri için zalimliğinden hiç ödün vermeyen bir adamsın sen. Kalbin atıyor mu, içinde bir yerlerde yaşam belirtisi var mı onu dahi bilmiyorum. Ve biliyor musun, hiç de zannetmiyorum. 

Güçlü kadınlar izlemek hep etkiler beni. Ekranı açtığımda hangi kanalda gezersem gezeyim erkek hakimiyetiyle kurulan ve silahlara sığınan dünyalar izlerim. Bundandır zaten mafya gördüğümde yavan kalması bir şeylerin, ürkütmemesi. Azize'de beni tutan şey, her kadın karakterde yaşama isteği bulmam. Yaşama isteği cıvıl cıvıl suratlar, enerjiye dökülen hareketler değildir de benim dünyamda. Bir yolunu bulursun ve ölümden kaçarsın buzlu camlar ardına. Hayata da yine o buzlu camlar ardından bakarsın. Görüntüyü yok etmez ama bir şeyleri soğurur o cam. Görmek istemediğinde gözlerini kapatmak yetmez çünkü çoğu zaman. Gerçek tüm gerçekliğiyle dikilir karşına. Ve zaten bir süre sonra da karşında değil soluğunda durur. 

Azize'de can bulan her kadın karakterde gördüğüm ortak tek bir şey var. Bir şekilde tutunmuşlar hayata. Bir şekilde hayatta kalmayı başarmışlar. Can damarları büzüştükçe nefeslerini tutup acıyı dindirmeyi öğrenmişler. Ruhları böyle böyle öldüyse de onlar, bu hayatta kendilerine bir yer bulmayı anlamışlar artık. Korkunç hikayeler izliyoruz evet. Hatta izlerken çoğunlukla soluğumu kesen şeylere tanık oluyorum. Empati kurma noktasından beni olduğunca uzağa savuran şeyler. Tuna'yı tanımayı çok istiyorum mesela. Onun aşkından çok etkileniyorum. Bölümün başında Adnan'da gördüğüm duruş Tuna'yı yaşama bağlayacak bir diğer şey olabilir gibi gelmişti bana. Garip bir şekilde onun yalnızlıktan kurtulduğunda gücüyle yalnızca çevresini değil kendini de ayakta tutacağına inanıyorum. Kuzey'in onun oğlu olduğunu öğrendiğimde uzun zamandır yaşamadığım boyutta bir şaşkınlık yaşadım, itiraf etmeliyim. Hoşuma da gitti bir açıdan. Onların hikayesini izlemeyi çok isterim. Hiç kimse yenilmez değildir Tuna, ama bazen bazı yenilgiler o kadar güzel yakışır ki, yenildiğin yerden bir defa daha yenilmek istersin. İnanıyorum, sen kendi yenilginden de zaten hiç vazgeçmemişsin. 

903ed96e-1e14-443c-b16c-256c02b477e5.jpg

Balkan aramıza geri döndü, gözümüz aydın. Yaşaması için neden bu kadar çaba sarf ettik anlam veremesem de bir şeyleri hatırlamıyor olarak uyanması işime çok geldi. Azize'ye gösterdiği toleranstan güzel bir aşk çıkar. En saplantılısından. Böylece biz de mafyacılık oynamaktan kurtulur aşkın savaşını izleriz. Kartal'a döneyim tam da bu noktada. Azize'yi çok iyi tanıyorum artık. İçinde bulunduğu kıskaca bağlı olarak o evde kalması intikam planlarından daha çok etkiler beni. Karakterinde intikam alacak kadar soğukkanlılık taşımıyor ama çaresizliğin ne demek olduğunu da çok iyi biliyor. Kardeşine hayat vermek için bir şeylere katlanıyor olması ona çok daha yakıştı benim gözümde. 

Peki ya Kartal? O kadar tanımıyorum o kadar bilgisizim ki ona karşı, aralarında yaşanan yıldırım hızıyla çekim kuvveti beni etkilemiyor. Kartal'ın dünyasını hiç görmedik. Kesitler izledik sürekli. Mesela anne faktörü çıktı bu bölüm karşıma. Anne dendiğinde gözleri doluyor, bir noktada sesi kesiliyor, elleri titriyor. Peki onu Azize'ye çeken ne tam olarak? Karanlık dünyada rast geldiği temiz bir kalp mi yoksa annesinden bulduğu birer parça mı? Onları tanımadan izleyeceğim bir aşk hikayesi beni etkilemez. Sürekli farklı noktalarda karşıma çıkan Kartal gibi. İlk bölümde izlediğim fazlasıyla soğukkanlı, fazlasıyla ne yaptığını bilen ve karizmasını da bu şekilde kazanan bir adamdı. Bu bölümde karşıma çıkan Kartal ben herkesi koruyorum moduna sığınarak Azize'yi abisinden kaçırmaya çalışan bir adamdı. Oysa geçen bölümde de ''abimin yanında kalacaksın'' diye baskı uyguluyorken izliyordum onu. Sen hangi adamsın Kartal? Buz prens mi yoksa sevgiyi tattığı ilk anda gardını indiren adam mı, hangisisin?

bed0a92c-aba4-4931-89e0-50d939dc0c02.jpg

Kuzey bu hikayede herkesin zayıf noktası. Herkesin kalan son umudu. Onu güçlü görmeyi çok istiyorum. Direnmeye başladı, görüyorum ve bunu daha güçlü bir karakterle yapmasını istiyorum. Resim çizgisi hoşuma gidiyor mesela. Yeteneğini bir açıdan cilaladığında kendine duyduğu öz güveni artacakmış gibi geliyor bana. Öte yandan Azize olan ilişkisinde de güven inşa etmesi güzel oluyor. Bu dünyada dürüstlüğe en aç olan oyken bölüm boyunca yine dürüstlüğe sığınması beni ona ısındıran nokta oldu. Bir gün gerçeklerle yüzleştiğinde olabildiğince sert şekilde yere çakılacak ve bunun onu karanlık dünyaya değil, her şeyden uzakta temiz bir dünyaya itmesini istiyorum. Çünkü Kuzey, o evdeki herkesin bir şekilde son umudu olacak, bunu görebiliyorum.

Bölümde daha mantıklı bir Asya vardı. Daha kendi çizgisinde, daha hakiki kötüyü oynayan bir kadın gördüm. Onu Kartal'a yakın tutan en önemli şeyin de birbirlerinin bedeni değil, sırlarıymış bunu öğrendiğime de sevindim. Asya'yı Kartal karşısında ayakta tutan şey onu çok iyi tanıyor olması. Azize'den rahatsız olma sebebini de bir noktada anlıyorum bu bölümde. Ortaya çıkan bir başka dert ortağı Asya'yı yerinden etmek için en etkili sebep olacak ve ben bunu çok isterim. Aşkıyla değil nefretiyle ayakta kalan bir Asya çok daha fazla işime gelir. Bu arada, Kartal ve Azize'nin de uzun uzun sohbet ettiklerini görmek istiyorum artık. Onlar bakışarak aşık olacak karakterler olmadılar benim gözümde. Birbirlerini anlayan karakterler olmalılar. Azize'nin hikayesini itiraf etmesini çok istedim mesela. Kartal tüm kartlarını açık olarak öne sürdüğünde  Azize'nin indirdiği gardını diri tutmasını isterdim. Hikaye o kadar karışık ki artık dürüst şeyler görmek istiyorum. Bir şeylerin netleşmesini, işlerin rayına oturmasını tercih ediyorum. 

ca61c346-5697-4afa-b58d-52a8b48e10b2.jpg

En başta ''konuşulacak mevzu var, konuşulmayacak mevzu var.'' diyordu Adnan. Ne büyük ironi ama, tüm olayımız da buradan kopuyor. Her bölüm farklı yere açılan kapılardan ziyade ne izlediğini bilen ve ona göre merakını yeşerten bir izleyici olmak istiyorum. Teşekkürler.

Yaman ve Ceyda da bölümde dikkatimi çeken son hikaye oldu. Samimiyetlerini hissettiğim için ısındım onlara belki de. Yaman aşkıyla iyi kalmayı başaran bir adam ve Ceyda hikayesini asla bilmediğim bir başka kadın. Azize'de bunları izlemek beni daha çok mutlu ediyor. Son kez bunu belirteyim ve haftaya görüşmek üzere sözleşelim.

Yazan, çeken, oynayan herkesin emeğine sağlık.
İrem. 


yazan: İrem Kükrer
kaynak: ranini.tv
82688081_3749748_4241322423441.gif
Ara
Cevapla
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping