db_mysqli.php:fetch_array: 10tr:gonderilen parametre mysqli_result olmasi gerekirken False.
tikirdat:(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:911:run_hooks)->(class_plugins.php:142:thankyoulike_postbit)->(thankyoulike.php:2190:fetch_array)->

Table 'forums164.tikirdat_g33k_thankyoulike_thankyoulike' doesn't exist

Ahlat Ağacı: Nuri Bilge Ceylan yapmış yine yapacağını Warning [2] Use of undefined constant userregdate - assumed 'userregdate' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 2 - File: inc/functions_post.php(531) : eval()'d code PHP 7.4.3-4ubuntu2.20 (Linux)
(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:531:eval)->(functions_post.php(531) : eval()'d code:2:error_callback)->(class_error.php:153:error)->

HAFTANIN SÖZÜ

"Dünyanın en yoksuI insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır." Arthur Schopenhauer


Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Ahlat Ağacı: Nuri Bilge Ceylan yapmış yine yapacağını
#1
21ebf08f-083a-4155-b74d-4b80679dd6dc.jpg
Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes Film Festivali’nde dakikalarca ayakta alkışlanan ve uluslar arası arenadaki ilk sınavından geçer not almayı başaran yeni filmi Ahlat Ağacı asıl sınavını vermek üzere vizyondaki yerini alıyor. Bir Zamanlar Anadolu’daKış Uykusu, Üç Maymun ve Mayıs Sıkıntısı filmleriyle tanıdığımız yönetmenin yeni filmi Ahlat Ağacı, varoluş mücadelesi veren Sinan’ın (Doğu Demirkol) hikayesini anlatıyor. Üniversiteyi bitirdikten sonra kasabaya, ailesinin yanına dönen Sinan bir taraftan yazar olmaya ve kasabadaki tek düze hayatını geride bırakmaya çalışırken bir diğer yandan da at yarışı tutkunu babası İdris’in (Murat Cemcir) açtığı sorunlarla cebelleşiyor.

Ahlat Ağacı sınıfsal bir karmaşanın ortasında olan Sinan’ın hayalleri ile hayatın gerçekleri arasındaki çatışmayı anlatıyor bizlere. Yediği önünde yemediği arkasında bir çocukluk yaşayan Sinan, babasının at yarışına merak salması ve eline geçen tüm parayı atlara yatırmasıyla alışık olduğu bu hayattan zamanla –mecburen- uzaklaşıyor. Para derdinin olmadığı dönemde eline geçeni okuyan, babası gibi düşünmeye meraklı olan Sinan, bu alışkanlığını üniversite hayatında da sürdürüyor. Entelektüel birikimiyle öğrenimi sırsında Çanakkale’yi, memleketi Çan’ı da anlatan bir kitap yazan Sinan kitabını bastırarak yaşadığı bataklıktan kurtulmanın hayallerini kuruyor. Her şeyi geride bırakıp hayata sıfırdan, ait olduğunu hissettiği yerde yeniden başlamayı istiyor. Sinan’ın önündeki en büyük engelse babası ve babasının borçları. Hayatın gerçekleri onu çalışmaya, iş bulmaya, sistem içinde eriyip yok olmaya itse de benliği, farkındalığı ve üretme açlığı onu tam tersi istikamete yönlendiriyor; kimi açılardan Raskolnikov’u, onun mücadelesi ve hayata karşı duruşunu hatırlatıyor. Raskolnikov gibi kibirli ve öfkeli Sinan, onun gibi kendi doğrularının peşinde. Kimsenin kendisini anlamadığı düşüncesine sahip, kendini herkesten üstün görüyor.  Fark yaratacağına öyle inanmış, gençlik ateşiyle öylesine tutuşmuş ki dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için sonradan vicdanını ele geçirecek radikal kararlar almaktan dahi geri durmuyor; Raskolnikov’un rehinci kadını öldürmesi gibi. Günün sonunda ise Sinan içinde bulunduğu çıkmazı deneyimleyenin yalnızca kendisi olmadığını sonunda anlayıveriyor.

Ahlat Ağacı, alışık olduğumuz Nuri Bilge Ceylan filmlerinden biraz daha farklı. Kamerayı, renkleri, mekanı ve objeleri kullanmadaki özgünlüğüyle tanıdığımız Nuri Bilge, bu filminde ise diyaloglara ve senaryoya ağırlık vermiş. Sürekli bir konuşma, sürekli bir diyalog hali söz konusu, bu da filme akışkanlık ve seyir kolaylığı katıyor. Karakter zenginliği hem filme tempo katıyor hem de Sinan karakterinin varoluşsal çatışmalarını belirginleştiriyor, insan bir roman okur gibi (hatta Suç ve Ceza’yı okur gibi) kendini Sinan’ın macerasına kaptırıyor; 188 dakika su gibi akıp gidiyor. 

4e06224d-c741-4d61-9271-62c32f681287.jpg

Hayatı yaşayarak değil okuyarak ve hayaller kurarak tecrübe etmeye çalışan ve kendini düşünsel dünyanın gerçekliğine, doğruluğuna kaptıran tecrübesiz kahramanımıza içten içe acıyoruz kimi zaman. Kimi zamansa vurdumduymaz tavrından tiksiniyoruz, “yaşadıkların sana müstahak” diyoruz. Fakat sürecin sonunda Sinan’ın nasıl olgunlaştığını, gerçeklerle yüzleştiğinde nasıl bir anda değiştiğini görünce de ne yalan söyleyeyim gururlanıyoruz. Sinan’ı canlandıran Doğu Demirkol’un performasına da değinmek gerekli. Sinan’ın kibrini de, nefretini de, çaresizliğini de hem beden dili hem de mimikleriyle yansıtıyor, ilk dakikasından son dakikasına kadar kusursuz bir doğallıkla oynuyor (İyi bir oyuncu olup olmadığı konusuna giremiyorum, başka rollerde de aynı başarısını koruyabilecek mi bunu görmek gerekiyor önce). Baba rolünde Murat Cemcir, anne rolünde Bennu Yıldırımlar, imam rolünde Akın Aksu, yazar Süleyman rolünde Serkan Keskin… Ekipteki herkes şahane.

3 saatlik bir roman olarak özetleyebileceğimiz Ahlat Ağacı’nı şahsen sevdim, Sinan karakterini ve babası İdris ile olan ilişkilerini ele alışına ise bayıldım (zaten film de bu temeller üzerine kuruluyor). Fakat filmin Cannes’dan neden ödülsüz döndüğünü de anlayabiliyorum. Ahlat Ağacı, alışık olduğumuz Nuri Bilge Ceylan sinemasının dışında kalıyor; hem teknik anlamda yönetmenin önceki filmlerine kıyasla daha zayıf hem dehikaye salondan çıktıktan sonra insan üzerinde derin bir iz bırakmıyor (böylesi hikayelerler hem edebiyatta hem sinemada daha önce karşılaşmış olmamızın etkisi de var). Yönetmene de hak veriyorum, alışkanlıklarının dışına çıktığı bir filmde risk almak yerine sağlam bir iş ortaya çıkarmak istemesi normal. Ben de olsam elime yüzüme bulaştırmaktansa ödül kovalamayan ancak adından söz ettirmeyi başaran bir işi tercih ederdim sanırım.
Ahlat Ağacı sapasağlam bir film. Senaryosu (iz bırakmaması dışında), karakter derinliği ve karakterin gelişimi ise oldukça tatminkar; insan saçma ya da mantıksız gelen bir yer bulamıyor. 188 dakikalık filmde izleyiciyi bir tek iki imam ile Sinan arasındaki uzun ve derin diyalog yoruyor. Nuri Bilge Ceylan’ın düşünsel dünyasına yolculuk ettiğimiz bu kısım dışında Ahlat Ağacı insanı alıp götürüyor. Kısacası zamanınız varsa gidip görün, yoksa da bir şekilde o zamanı yaratın. Süresi de korkutmasın, geçip gidiyor.
kaynak: ranini.tv
82688081_3749748_4241322423441.gif
Ara
Cevapla
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping