db_mysqli.php:fetch_array: 10tr:gonderilen parametre mysqli_result olmasi gerekirken False.
tikirdat:(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:911:run_hooks)->(class_plugins.php:142:thankyoulike_postbit)->(thankyoulike.php:2190:fetch_array)->

Table 'forums164.tikirdat_g33k_thankyoulike_thankyoulike' doesn't exist

Adı Aylin-Ayşe Kulin Warning [2] Use of undefined constant userregdate - assumed 'userregdate' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 2 - File: inc/functions_post.php(531) : eval()'d code PHP 7.4.3-4ubuntu2.20 (Linux)
(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:531:eval)->(functions_post.php(531) : eval()'d code:2:error_callback)->(class_error.php:153:error)->

HAFTANIN SÖZÜ

"Dünyanın en yoksuI insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır." Arthur Schopenhauer


Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Adı Aylin-Ayşe Kulin
#1
KİTABIN YAZARI :

Ayşe KULİN
KİTABIN ADI:
ADI AYLİN



KİTABIN  KONUSU

   Aylin adlı bir kadının yaşamöyküsü.
KİTABIN ÖZETİ :
   Aylin, Amerikan kız kolejini bitirdikten sonra, eğitimini tamamlamak
üzere Paris’e gider; bundan sonraki yaşamını bir uçtan diğer uca, baş 
döndürücü bir hızla akarak geçer, Libyalı bir prensle evlenir, Prenses 
olur. Tıp okur, ünlü bir psikiyatrist olur. Tekrar tekrar evlenir, ama 
evliliklerinden sıkılır, Amerikan ordusuna Albay rütbesiyle Subay 
olur...
   İşte bu kitap, kökleri Giritli Deli Mustafa Naili Paşaya kadar 
uzanan bir ailenin kızı olan Aylin DEVRİMEL ‘in fırtınalı yaşamının 
öyküsüdür.
    Lise yıllarında uzun boylu ve sıska bir kız olan Aylin zamanla 
güzelleşmiştir . Bir- gün Esma teyzesinin daveti üzerine Paris’te bir 
otelde buluşurlar.Otelde prens olduğu söylenen bir Arap’la tanışır ve bu
tanışmanın sonunda prensle görkemli bir yaşantı için evlenir, prenses 
olur. Ancak herşey düşündüğü gibi gitmez.Prens Senusi doğu kültürü ile 
yetiştiği için bazı davranışları,batı kültürü ile yetişen Aylin’e ters 
gelmektedir. Zamanla Aylin’in özgürlüğünü kısıtlar.Evliliği büyük bir 
kaçışla son bulur.Yaz sonunda Aylin, ablası Nilüfer’le Cenevre’ye gider.
Yaşamının ideali olan tıp okumaya karar verir ve büyük uğraşlar vererek
Neuchatel Üniversitesi’ne kayıt yaptırır. Okulun ilk yıllarında 
hayatında çok büyük değişiklikler yapar, ihtişamlı hayatından sıyrılır, 
sade bir öğrenci olur. Tek hedefi olan tıp fakültesini bitirmek için çok
çalışır, daha sonra fizik ve kimya derslerinde yardımcı olan 
Jean-Pierre ile evlenir. İki öğrencinin bu evliliği zaman içinde 
Aylin’in dış görüntüsünü olduğu kadar iç dünyasını da değiştirecektir. 
Aylin Jean-Pierre ile birlikte yaşadığı günlerde tıp ilmi ile yakından 
tanışıp ufkunun penceresini,o zamana kadar hiç bilmediği yepyeni bir 
dünyayı ardına kadar açacak, peşinden koştuğu gerçek zenginliğin dış 
dünyanın görkemli vitrinlerinde değil de insanlığın iç aleminde 
bulunduğunu öğrenecektir. Okul sonunda Jean-Pierre Nos Alamus’taki 
nükleer araştırma merkezinden geri çeviremeyeceği bir teklif alır. Aylin
de New Rachel Hospital Medical Center’dan teklif alır ; onların 
birbirlerine karşı olan sorumlulukları artık biter, müşterek hayatları 
bir yol ayrımına girer. Ellerinde bu evlilikten altı yıllık sağlam bir 
dayanışma ve derin dostluk duyguları ile dopdolu gençlik anıları kalır 
sadece.
    Aylin çok ciddiye aldığı bu işine büyük bir heyecanla başlar. New 
Rachel’de tanıştığı Afganistanlı genç meslektaşı Azim’in karısı 11 
yaşından beri arkadaşı olan Zeynep Tarzı çıkar. Aylin, Zeynep ve Azim 
ile gittiği Afgan sefahati kokteylinde Paswak adındaki Birleşmiş 
Milletlerin Afgan esiri ile tanışır. Paswak evli olmasına rağmen Aylin 
ile arasında duygusal bir bağ oluşmuştur. Aylin o yılı aklı beş karış 
havada geçirir. Bütün vakitlerini beraber geçirirler. Paswak’ın bu 
yüzden önce Wall Dame’nin Birleşmiş Milletler genel sekreterliğine daha 
sonra 1974 yılında Hindistan sefirliğine tayini çıkmıştır.
   Aylin kaderin ağlarını onlar için giderek daha çileli iplerle 
örmekte olduğunu nihayet görmeye başlar; ya sevdiği adamın peşinde 
dünyayı adım adım dolaşacak ya da mesleğini ön plana alacaktır. Tam 
meslek uğruna değmez derken hastanede psikiyatri bölümü şefliğine terfi 
eder. Sonunda Aylin’in sağduyusu aşkına galip gelir. Aylin gönlü yaralı 
bar kuşunu çok kısa bir süre oynar, sonra toparlanır ve işinin başına 
döner. Arkadaşı Azim’in vasıtası ile kendi meslektaşı olan Michel 
Radomisli ile tanışır. Michel’i çok etkileyici bulmadığı halde evliliğe 
giden ilk adımları Michel’in evinde atarlar. Daha sonra Aylin bu 
evlilikten deliler gibi çocuk istemeye başlar. Aylin’in bu isteğine 
karşılık Michel dinine ve geleneklerine çok bağlı olduğunu doğacak 
çocuğun Yahudi kültürüne göre yetiştirilebileceğini söyler fakat Aylin 
bunu bile sorun etmez, dinini değiştirmeyi göze alır. Aylin’e göre 
insanları dinlerine, ırklarına ve dillerine göre ayırmak çok saçmadır. 
Ona göre insan, insan olduğu için çok değerlidir. Onun insan sevgisini 
bir din veya ırk engelleyemez. Aylin çocuk yapma isteğinden 6 düşük 
yaptıktan sonra vazgeçecektir.
   Aylin meslektaş olduğu Michel ile her an beraberdir.İşyerleri bir, 
evleri bir kısacası bütün zamanları birlikte geçer. Belli bir süre sonra
birbirleri ile bu kadar çok birlikte olmaları Aylin’i çok sıkar. Gün 
geçtikçe birbirlerinden koparlar ve birgün Aylin kocasına haftanın 
belirli günlerinde birbirlerine izin vermelerini ,bugünlerde değişik 
insanlar ile çıkabileceklerini ,bunun sonucunda da diğer insanlarda 
görecekleri eksiklikleri kendilerinde tanımlayıp, birbirlerine ölümsüz 
sevgi ile bağlanabileceklerini açıklar. Fakat düşünülen olmaz. Aylin 
yurt dışında olduğu günlerden birinde Michel bir arkadaşının evinde 
Barbara adında bir bayanla tanışır ve bu tanışma evliliklerinin sonunu 
getirir. Aylin sıkıntılı bir zamanında vardığı karar sonucunda kocasını 
kaybettiği için hem üzgün hem de suçluluk duygusu içerisindedir. Bu 
sıkıntı ve üzüntü uzun sürmez.Her şeyi bir kenara bırakıp mesleğinde 
ilerler fakat bu ilerleme bile onu tatmin etmez. Bir süre sonra Amerikan
ordusuna katılarak Körfez Savaşı’nda ruh sağlığı bozulan hastaları 
tedavi eden doktor olmayı düşünür.Bu nedenle Oklahoma’ya Körfez 
Savaşı’nda zarar görmüş askerleri tedaviye gider.
    Aylin Üniformasını ilk kez 1992’nin soğuk bir Ocak gününde giyer. 9
Kasım 1992’de ordunun fiziksel aktiviteler sınavını yüksek bir puana 
kazanarak başarı sertifikası alır. Aylin ordudaki görevinde yine işine 
devam eder, hastalarına çare bulmaya çalışır. Birgün kendisine yeni bir 
hasta verilir. Bu kez hasta Körfez Savaşı’ndan sonra geldiği sivil 
hayata uyum sağlayamıyordur. Bunun sonucunda da hiçbir suçu olmayan bir 
çok sivili katletmiştir.
    Aylin bu hastası üzerinde çalışırken Amerikan ordusunun askerlerini
cesaretlendirmesi için verdiği ilaçların yan etkisi sonucu hastanın bu 
duruma geldiğini saptar ve bu sonucu bir tez halinde askeri yetkililere 
bildirir. Aylin’in verdiği bu sonucu askeri yetkililer daha önceden 
bildiğinden Aylin’in bu olayın üstüne gitmemesini isterler ve onu 
uyarırlar. Aylin bu sessizliği sindiremeyerek sözleşmesinin bitmesinin 
ardından Albay rütbesindeyken ordudan ayrılır.
    Ordudan ayrılmasından sonra 19 Ocak 1995 Perşembe günü evinin 
bahçesinde o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi tarafından kendi 
arabasının altında ölü bulunur. Zengin, ünlü ve saygın insanların 
yaşadığı mahallede yerel polis ve yerel yöneticiler mahallenin adını 
polisiye bir olaya karıştırmamak için dosyayı apar topar denebilecek bir
hızla kapatırlar. Teşhis ise “Freak Accident” yani garip bir kazadır.
     “... Yükseltilmiş sahnede kapağı açık maun bir tabut durmakta, 
uzun bir sıra oluşturan insanlar tabutta yatan albay üniformalı Amerikan
subayını selamlayıp içlerinden dua veya veda ederek tabutun başından 
ayrılınca yanan yürekleriyle gelip salondaki koltuklarda yerlerini 
almaktadırlar. Herkes etrafa hakim olan ordu düzeninin saygınlığını 
kutsar gibi sessizce ağlamaktadır ... Katafalkın üstünde dört bir yanı 
rengarenk çiçeklerle donanmış tabutta yatan kişi, bir askerden çok, 
oraya bir film çekimi için öylece uzanıvermiş bir Hollywood yıldızını 
andırmaktadır. Bu albay üniformalı Amerikan subayı bir Türk kadınıdır.
.
KİTABIN ANAFİKRİ
   Anı yaşamak gerekir.Zevk alınabilecek herşey o an yapılmalıdır.Daha 
sonra çok geç olabilir.Hayat an an yaşanmalı.Ama anı yaşarken de tedbiri
elden bırakmayıp olacak ya da olabilekcek olayları hesaplamak 
gerekmektedir.
82688081_3749748_4241322423441.gif
Ara
Cevapla
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping