db_mysqli.php:fetch_array: 10tr:gonderilen parametre mysqli_result olmasi gerekirken False.
tikirdat:(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:911:run_hooks)->(class_plugins.php:142:thankyoulike_postbit)->(thankyoulike.php:2190:fetch_array)->

Table 'forums164.tikirdat_g33k_thankyoulike_thankyoulike' doesn't exist

Filinta: Büyük Oyun! Warning [2] Use of undefined constant userregdate - assumed 'userregdate' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 2 - File: inc/functions_post.php(531) : eval()'d code PHP 7.4.3-4ubuntu2.20 (Linux)
(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:531:eval)->(functions_post.php(531) : eval()'d code:2:error_callback)->(class_error.php:153:error)->

HAFTANIN SÖZÜ

"Dünyanın en yoksuI insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır." Arthur Schopenhauer


Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Filinta: Büyük Oyun!
#1
4699f40d-b0fb-4631-bb24-bf09a8dd0046.jpg
Filinta: Büyük Oyun!

Ömer Said Birol
Filinta geçen hafta heyecanlı bir bölümün sinyallerini veriyordu. Verdiği sinyal gibi de oldu. Oldukça heyecanlı ve hareketli bir bölüm izledik. Filinta’da artık işler gitgide daha da karışıyor. Konu bir bölümde öyle farklı noktalara taşınabiliyor ki zaman zaman yakalamak imkânsız hale geliyor. Bu haftaki bölüm yine öyle bir bölümdü. Bölümün bir önceki bölümle tek bağı belki de son sahnesi ve onun yarattığı olay örgüsüydü. Hain sorunsalı dahi çok uzamadı. Konu daha çok Süreyya ve Tersane Konferansı odaklıydı. Bu durumdan bahsediyorum diye şikâyetçi olduğum düşünülmesin. Oldukça haz alıyorum, sadece zaman zaman olayları yakalamak imkânsızlaşıyor. Reklam arası da bu yüzden galiba, böyle devam…



Geçen hafta bittiği yerden başlayan Filinta, ilk dakikada beni pek fazla şaşırtmadı. Zira Efendi Miloş o kadar iyi oynamıştı ki Mustafa dahi bu planın içinden çıkacak zekâya sahip değildi. Yani kimin aklına gelir ki böyle bir plan? Farah’ı önce hain olarak gösterdi sonrasında onun aklıyla da oynayarak yanına çekti. Farah’ın yine de Miloş’a katıldığını düşünmüyorum. Bu konudan yazının devamında özel olarak bahsedeceğim. Farah’ın hain olduğunu (!) duyan Ali’nin açıkçası Mustafa’nın yanına bu kadar çabuk gideceğini hiç düşünmemiştim. En azından Mustafa’nın, Leyla’yı kolundan tutup götürmesini beklerdim. 

O sırada Leyla’nın iğne yaptığı Zozan’ın güme gitmemesine sevindim. Şayet benim düşündüğüm gibi olsaydı Zozan bu kez ölürdü galiba. Anlayacağınız Miloş, Leyla’ya biraz daha zaman kazandırdı. Hakikat önünde sonunda ortaya çıkacaktır fakat tüm oklar ne yazık ki Farah’ı işaret ediyor. Geçen hafta başarısız olan Lütfü Paşa planını söylediği sahnenin Leyla’nın yakalanmasına sebep olacağını düşündüğümü söylemiştim. Şimdi ise geçen haftaya nazaran bunun ortaya çıkışının ya Leyla’nın ileride yapacağı hatalar sonucu olacağını ya da Abdülhamid Han’ın ölü sanılırken başsağlığına gittiğinde Leyla’nın onu ispiyonlamış olacağını fark etmeleri sonucu olacağını düşünüyorum. Bunu da, bu bölüm az çok hissetmem doğrultusunda, Nihan’ın sağlayacağını düşünüyorum. Ahmet neden öyle düşündüğünü söyletmedi kızcağıza ama konuşunca tam konuşacak gibi duruyor.




d8aa05e8-9746-42ff-86d2-dd0c9de27dbe.jpg

Bu hafta ki fotoğrafımı hafif çapraz olacak şekilde istiyorum, ona göre!



Abdülhamid Han, çoğu zaman siyasi zekâsı almış başını yürümüş bir padişah olarak anılır. En başta Hakan Kurtaş’ın, Abdülhamid Han rolünü taşıyabileceğinden şüpheliydim. Fakat bunu çok iyi başarıyor ve bizlere Abdülhamid Han’ın zekâsına tanık olma şansı veriyor. Evet, duyuyorduk fakat görmek bambaşka bir şey. Pir’i Abdullah’a söylediği "Eğer beklediğim sebeple üstüme gelirlerse vay hallerine!" sözü üzerine darbeci paşalara çekeceği ayarı iple çekiyordum ki çok geçmeden o sahneyi de izledik. Sen neymişsin öyle? Paşalarla konuştuktan sonra dönüp "Yaver!" diye bağırdı ya, içeriye de Mustafa’yla Ali girince beni bir gülme aldı. Oturduğum yerde zevkten dört köşe oldum. Sen git, paşaların kaç bölümdür köşe bucak aradığı Mustafa ile Ali’yi paşaların yanına sok. Onlar da tek kelime edemesin. Mustafa ve Ali’nin daha önce öldürdüğü adamlar da bu vesileyle aradan çıktı diye düşünüyorum. Paşalar onu kıstıracakken Abdülhamid Han bunu öyle bir kullandı ki Mustafa ve Ali sanıyorum bu vesileyle artık kanun kaçağı değil.


Bu meydan okumayı kabul etmek zorunda kalan paşalar da boş durmadı ve kendi istihbarat teşkilatını kurdular. Kurdular kurmasına da, en başa getirdikleri adamın devletin en büyük düşmanlarından birisi olan Yüce Meclis’in adamı olduklarından haberleri yok. Bu kafayla o istihbarat teşkilatı da çok uzun süre hayatta kalmaz. Başlarındaki adamın adı neydi? Nijat Muhtar mı? Yanlış mı anladım bilmiyorum fakat adamı her gördüğümde aklıma Reha Muhtar geliyor. Hayır, hiç de benzemiyorlar ki. Kesin adından dolayı çağrışım yapıyor. Adam henüz tek başına Leyla’yı dahi öldürmeyi beceremiyor. İleride Mustafa ve Ali’nin başına salça olur; fakat ne kadar dayanır, bilmiyorum. Yine de çok uzun dayanmayacağı aşikâr. 


ranini.tv
82688081_3749748_4241322423441.gif
Ara
Cevapla
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping