03-08-2016, 05:45 AM
Kiralık Aşk: Saklı sevda
Ayşegül Kebeli
Bir aşk var, kalbimizin derinliklerinde içimiz titreyerek izlediğimiz, hissettiğimiz, benimsediğimiz, gözümüzle gördüğümüz... Evet! Ömer ve Defne'nin salt aşkından, hani tanıklık ettikçe etrafımızı aydınlatan, yüzlerimize yayılan tebessümün nedeni, Cuma günlerimize mutluluk konduran o "saklı sevda"dan "büyülü aşk"dan bahsediyorum. Sırlarla filizlenen, içten içe büyüyen, paylaşılmakta zorlanılan, kimseye duyurulmadan yaşanmaya çalışılan sevdaların en saklanmışından bahsediyorum, o aşk'ı anlatıyorum.
Cam yeşili bir kız çok kirpikli
Saçları nasıl karanlık bir kızıl
Örtülü bir güzellik benzeri olamaz
Dudaklarındaki kan etkiliyor asıl
Duyarlılığı, alıngan gönlü ikircikli
Ne yazsam ona tutsak
Belki kadın, belki çocuk, iyice kuşkulu
Hangi tutku buğulamış camlarını
Bazen ne çok var, bazen ne kadar az
Kan kırmızı yaşayıp yaz akşamlarını
Okşaması boğulmak, öpmesi uğultulu
Sabah olsam ona tutsak
Saklı sevda, sevdaların en saklanmışı
Birbirimizde fena boğuluyoruz
Hiç kimse birbirimizin yerini tutamaz
Benimle yaşayamadığı ona uygunsuz
Hiçbir şeye değişmem onunla yaşanmışı
Uygunsam ona tutsak
Saklı bir sevdadır, bulduk sığındık
Bu büyülü bir aşk çünkü yasak
Gizli bir mutluluk ki ne söylesem az
Bin yılda yaşasak, hiç de yaşamasak
Varımız yoğumuz aşkımız artık
Hayatım ona tutsak
Attila İlhan
Bu bölüme çok yakışan, duygularımı bu bölüm için tanımlayan bu şiiri sizlerle de paylaşmak istedim.
Güzeller güzeli, ismiyle bütünleşen yemyeşil, cıvıl cıvıl Defne ve onun doğallığına, vesveseli hallerine tutsak olan bir adet "İplikçi" var elimizde. Bir arada olamasak da bir mesajlaşma sahnesiyle hepinizin kalbini "pır pır" ettiririz diyerek başladılar bu bölüme. Mutlu olduk! Keşke aşklarında hiç inişlere, çıkışlara şahitlik etmesek desem doğru olur mu? Olmaz! Hem de hiç olmaz! Aşk bu, inişi de, çıkışı da, uçuşu da olmalı... O duvardan bu duvara çarpmalı insanı, tutup bir silkelemeli, hüzün ile kızgınlık arasındaki minik çizgide de dolandırmalı. Dört mevsimi de aynı anda yaşatmalı... Yoksa nasıl aşk'a, aşk deriz?
Güneşli bir sabah baharın habercisi olarak doğdu "kiralık aşk" da... Bahar gelmiş, hoş gelmiş mi, gerçekten işte buna karar veremedim. Birbirlerinin cümlelerini tamamlayan, duygularının ortaklığını vurgulayan, yaratıcıyız, aynı kafadayız bahar tanımı yapan, Ömer ve Gallo uyumuyla bahar keşke hiç gelmemiş olsaydı. Benim bahara geçişim Defne-Ömer'in ortak tasvir edecekleri büyülü baharla gerçekleşecek bu belli oldu. Hiç kimse birbirinizin yerini tutamaz... Hiçbir şeye değişmeyin birbirinizle yaşadıklarınızı bu da benden DefÖm'e küçük bir tavsiye olarak gitsin!
Reçete yazmaya teşebbüs eden Defnem ne kadar şirindi, bir o kadar da masum. Yalnız Defne'cim reçete yazmak benim işim! Siz çizimlerinizi yaparken ben ikinize de iyi gelecek bir reçete yazarım sen hiç merak etme...
1 ölçek "dopamin" veriyorum, özlemek ve tutku hormonu destekli, bu ilişkinin temel direklerinden! Tam bizim aşıklarımızın ihtiyacı!
2 ölçek "oksitosin" ekledim; sevgi, haz ve empati kurma hormonu sadece bu kadar mı tek eşliliği, sadakati temsil eder. Olmazsa olmazımız!
1 ölçek "noradrenalin" çarpıntı ve heyecan hormonu. DefÖm'de bol miktarda mevcut sayelerinde bizlerde de ama ben yine yazıyorum. Fazla aşk çarpıntısı göz çıkarmaz ne dersiniz?
1 ölçek "feniletilamin" enerji hormonu, yerinizde duramayın kıpır kıpır koşuşturun diye.
En son hepimize de depresyona girmeyelim diye bir mutluluk hormonu "serotonin" takviyesi yazdım gitti!!! Defne ve Ömer bu reçeteme "uyarlarsa^^" 3 vakte kalmadan evlenirler hiç merak etmeyin. Bizler de "KA perileri ve severleri" olarak rahat bir nefes alırız... Huzurlu, huzurlu... Zevkden dört köşe olmuş bir şekilde değil mi ama?!
Gelelim bir türlü hoşlaşamadığım konulara, sorulara:
1. Ömer ve Gallo arasındaki ilişkinin tanımı nedir? Yeni tanışmış arkadaş olsalar resmiyet olur, değil mi? Bence resmiyet yok! Bir rahatlık, bir etkileşim var, ama ne çözemiyorum. Sizce?
2. "İptal et"mi? -Pardon, anlamadım!- Kim etsin? Gallo! Neden? Ömer'e hayır demek zor olduğu için mi? Yoksa ona karışan bir Ömer, içinde garip hisler uyandırdığı için mi? Peki Ömer'e ne demeli?! Emir kipli konuşmalar, egolar vs... Neyse "yazma Ayşegül, yorumlama" skip et bu kısmı.
3. "Defnem^^" Ne oluyor sana, bir sırdan kurtuluyorsun, bir sırra daha yelken açıyorsun. Hem de senin için gözünü kırpmadan, yan çizmeden, "söz" verdiği halde senin için Ömer'e "hayır" diyebilen bu kıza, hem maddi borcun, hem de gönül borcun var şimdi. Söyle bize ne olacak? Parayı aldın, Ömer'e koştun ama asıl işin bundan sonra başlıyor! Dikkat et ve sakın gönül borcun aşkını kaybetmene sebep olmasın! Saklı sevdanız, ortaya çıktığında, ismini gizlediğin aşkının sahibinin Ömer olduğunu duyan Gallo, nasıl davranacak çok merak ediyorum.
4. Gallo'nun evine baskın yapan, "Neden" diye sorular soran, cevaplar arayan Ömer'e hiç kızmadım. Hoşlandığı kadına hesap soran erkek tavırları mı vardı? Kesinlikle kocaman bir hayır! Şirketinin yüzleşeceği, çalışanlarına yansıyacak bir krize karşılık, feryat eden patron Ömer vardı karşımızda! Yalnız, Ömer, "para için" sözünü fazla kullandı, bir de o paranın Defne için alındığını öğrendiğinde, Gallo'ya okkalı bir özür borçlu olacak. İşte o sahneyi de benim yüreğim kaldırır mı izlemeye hiç sanmıyorum.
5. Nero'ya karşı çaresiz kalan Necmi Bey'i yine sevemedim. Yardım elini de hiç, göremedik.
6. Koray her hafta bizleri güldürüyor, komediyi kendisiyle yaşıyoruz. Ama kızgınım ona bu hafta. Defne'yi korumaması rahatsız etti. Neriman, özünde temiz kalpli Koray'ı da zehirliyor. Bu hafta joker olarak kullanamıyorum kendisini.
7. Tranba'nın gizli patron oluşuna içerleyen ve sorgulamaya giden bir Ömer niye göremedik? Çünkü, Defne'ye karşı çok hassas bir Ömer var karşımızda. Kırmamak için kendini yiyip bitiriyor, sakin olmaya çalışıyor. Aslında biraz içindekileri Defne'ye döküp rahatlasa, birbirlerine biraz yüksek sesle konuşsalar ilişkilerine faydası olacak. Bastırılmış duygular olmadık anlarda patlak verirse ilişkiler bitmeye yüz tutar.
8. Ne oldu, "savaşma barış" sloganına? Yerini "acımak yok, savaş başlasın" sözlerine bıraktı. Haklılar mı, haklılar! Tranba ve onun oyunları, "hadi konuk oyunculuk süren fazla sürmedi mi, artık ipin çekilsin" dememize neden oluyor.
9. Son sahne, yüklerinden kurtulan ve soluğu Ömer'in yanında alan bir Defne, mavi eldivenleriyle, huzuru, umudu temsil eden en güzel rengi de seçerek "sana geldim" diye atladı sevdiğinin boynuna. Sıkıca sarıldı, kafasını öyle güzel dayadı ki "sadece sen varsın, rahatım ve sana geldim" dedi sanki. Ben duydum, gördüm, hissettim. Tereddütler yaşayan, içinde fırtınalar kopan Ömer bile dayanamadı. Sevgisiyle, özlemle, şefkatle bezenmiş aşkının sıcacık kollarına kendini bıraktı. Ömer, Defne'nin bel ile sırt bölgesi arasındaki noktaya elini koyduğu an Ömer'in fırtınası dinmeye başladı!
Umarım sığındıkları "saklı sevda"larına hiç darbe almazlar. Onlar mutlu, biz mutlu oluruz.
Sevgi ve neşeyle donansın dünyanız... KA perilerim/severlerim
Küçük bir NOT: İyilik yap, iyi ol, iyi düşün! Etrafımızda Sude gibi insanlardan çok var. Sakın bu tarz insanlara ders vermek için yolumuzdan sapmayalım. İyilik ve doğruluk bir gün mutlaka kazanır! Beklemek ve sabretmek gerekir.
ranini.tv