db_mysqli.php:fetch_array: 10tr:gonderilen parametre mysqli_result olmasi gerekirken False.
tikirdat:(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:911:run_hooks)->(class_plugins.php:142:thankyoulike_postbit)->(thankyoulike.php:2190:fetch_array)->

Table 'forums164.tikirdat_g33k_thankyoulike_thankyoulike' doesn't exist

Survivor 2016: Acun Alemi'nin "kim bu" ünlüleri Warning [2] Use of undefined constant userregdate - assumed 'userregdate' (this will throw an Error in a future version of PHP) - Line: 2 - File: inc/functions_post.php(531) : eval()'d code PHP 7.4.3-4ubuntu2.20 (Linux)
(showthread.php:1133:build_postbit)->(functions_post.php:531:eval)->(functions_post.php(531) : eval()'d code:2:error_callback)->(class_error.php:153:error)->

HAFTANIN SÖZÜ

"Dünyanın en yoksuI insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır." Arthur Schopenhauer


Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Survivor 2016: Acun Alemi'nin "kim bu" ünlüleri
#1
Survivor 2016: Acun Alemi'nin "kim bu" ünlüleri


417b07d9-6178-4bfe-b91d-37cc0e7a0546.jpg


Survivor 2016: Acun Alemi'nin "kim bu" ünlüleri
Ceren Şehirlioğlu

Survivor'ın yeni sezon ünlüler kadrosunu ilk gördüğümüzde çoğumuzun ortak refleksi, "Kim bunlar?" olmuştur. Mesela Eda, Ebru, Gizem, Serkan, Nagihan neden ünlüdür? Ben Atakan'ın da avatarlığından haberdar değildim, ama hadi o kick boks dünyasında bir fenomen diye en azından C listesinden girebilir ünlü listesine. "Kim bunlar ya" filan dedik ama fazla da zorlamadık. 

Çünkü Dominik'in ucuza toplu yıldız üreten bir fabrika olduğunu biliyoruz. H&M'den aldığınız, Bangladeş'te havasız bir tekstil cehenneminde üretilen tırt kazağın dikişleri hemen neden ayrılıyor diye sorgulamadığınız gibi, Eda  Akkaya'nın yıldızının parlaklığını da sorgulamıyorsunuz. Gönüllüler takımındaki Damla'nın çok daha etkili bir yıldız kumaşı olması hoşunuza bile gidiyor. Çünkü "ünlüler kulübü"nün elitinden, sıradan insanın rol çaldığı bir sosyal deneye şahitlik ediyorsunuz. Aynı şekilde Avatar Atakan'ın öğrencisi diye alttan alta küçümsenen İbrahim'in oyun kazanmasının da farklı bir gurur yaşatması normal.



Bu 'sıradan insanlar', Acun Alemi'nde keşfedilip yıllardır kendi kendinden beslenen bir döngünün içine sokuluyor. Yetenek Sizsiniz'de takla atan Hilmicem, adaya terfi ediyor,Var Mısın Yok Musun Hakan, Behzat Ç.'ye kadar yürüyebildiği, daracık şöhret yolu için Acun Abi'sine teşekkür ediyor. Nihal'in "Uçurun beni Acun Beeeyyy" dilekleri İşte Benim Stilim stüdyosunu aşıp Dominik'e yerleştirilmesiyle ucundan gerçek oluyor.


Survivor Adası'na neden gerçek ünlüler katılmıyor? Mesela bir Kıvanç Tatlıtuğ, bir Beren Saat'i niye yarışmaya ikna edemiyor en becerikli, en bi şahane Acun Bey, diye sorup durulur her sezon. Oysa, Beren Saat'in adaya gelmesi zerre ilginizi çekmez. Zaten şöhreti elde etmiş, belirli bir başarıya, doygunluğa ulaşmış birinin prensesliğini izlemekten anında sıkılırsınız. Feci sakil durur üstelik. 

Oysa Tuğba Özay'ı orada gördüğümüzde, içimizdeki şeytanı, düşkünlükten aldığımız karşı konulmaz hazzı tatmin eden bir şeyler hissediyoruz. "Neden artık ünlü değil?", "Şöhretsiz geçen zamanda ne yaptı?", "Yeniden ünlü olmak için nasıl çırpınıyor", "Eskiden niye ünlüydü ki..."


 

Düşen yıldız, hem gökten yere, ulaşabileceğimiz yere inmiştir, hem de kaderi insafımıza kalmıştır. İstersek düşene bir tekme de biz vururuz, istersek alır yeniden tepeye çıkarırız.


Öte yandan "gönüllüler" takımının sıradanları da, eski şöhretin yerini almak için aç kurtlar gibi beklemededir. Onların her zaferi "halkın adamlarının" zaferine dönüşür.


Şöhret üreten üretim hattı, sıradan insanın, Acun Krallığı'nın serflerinin eline geçmiştir.


Bu da bir anlamda şöhret elitinin demokratikleşmesi anlamına gelir ve çok iyimser tarafından bakmayı denersek, "Acun ünlüleri" medyanın dip çukurundan gelip devrimsel bir şeye hizmet edebilir.


Fakat diğer tarafta da, bu "kullan-at" ünlülerin nasıl ve neden yaratıldığı gerçeği var ki, reality televizyonun hasbelkader iyi bir şeye kapı açabileceği rüyasını yerle bir ediyor.

Aynı Bangladeş'te 50 kuruşa üretilen kazak gibi, Taner'lerin, Turabi'lerin, Hasan'ların, Hilmi Cem'lerin üretilmesinin de bir sebebi var.
Reality ve eğlence televizyonu büyüdükçe, içinin doldurulması gereken bomboş bir hava alanı yarattı. Kanepesinde cipsle semiren, röntgene bağımlı izleyicinin bitmeyen talepleri hızlı bir şekilde yeni şöhret üretimini zorunlu kılıyor.


Bu işin formülünü de en iyi çözenlerden biri de elbette Acun Ilıcalı. 6 aylık ömrü varsa şanslı sayılacak yıldızları, tutması garantili formulüyle torna tezgahından geçiriyor. İşte benim Stilim'de tutmadıysa, Yetenek Sizsiniz'de, O Ses Türkiye'de ya da Survivor'da geri dönüşüme sokuyor.


Ucuza mal ediyor, egoları kendisine teslim, vereceği her kararda boynu kıldan ince, sağlığına duacı bir "ürün skalası" var.


Yılmaz Morgül'ün  adada traş olmak gibi minicik, acıklı bir talepten başka söz hakkı yok artık mesela. Merve Büyüksaraç gibi pek de Acun Ilıcalı'ya mecbur olmayan kızlar, iki ağzını açtığında anında pahalı Acun Medya avukatlarını karşısında buluyor.


Taner Tolga Tarlacı gibi şöhreti ona uygun görülenden biraz fazla isteyenler, ucuzluk sepetine atılıp Youtube videolarında yaşam mücadelesi veriyor. Tolga Karel ve Yunus Günçe gibileri adaya bir rehabilitasyon merkezine getirilmiş gibi, hayatlarının ikinci (ve mümkünse daha efendi) dönemi için Ilıcalı'nın yüce gönüllüğüne şükretmek durumunda kalıyor. O olmasaydı belki kayıp şöhretlerin narkotik davası haberlerine konu olacaklardı, Allah korusun!



Bu bakımdan Eda, Ebru, Gizem gibi, eski futbolcu sevgilileri ya da çocukluğunda jimnastik yapmış kuzenler filan tam bu düzene uygun, rahatça yoğrulacak, az emeğe ve masrafa çok şey kazandıracak katmadeğeri yüksek yarışmacılar.


TV 8'in en acıklı castına sahip yarışması İşte Benim Stilim-Ünlüler, bu sistemin en iyi örneği. Gizem Özdilli, Esra Balamir, Sevil Uyar, Aslı Zen gibi ömürleri küçük başarılardan bir yerlere tutunmaya çalışmakla geçmiş, güzelliklerini heder eden adamlara daha taze görünmek için kaşını gözünü çektirmiş 30'lu yaşlarının sonuna gelen kadınlar, gemi batmadan son bir şans için oradalar. Bir yandan hala kendilerini önemli sayıyorlar. Mesela sunucu Öykü Serter'le denk olduklarını ima eden, samimi muhabbetlere önem veriyorlar; "Öykücüm beni biliyorsun..." gibi...


Kıyafetlerini açıklama konusunda, sahne hayatlarından, hayır işlerinden, önemli toplantılardan örnek vermeye çalışıyorlar. En tırt PR çalışmasını, fuar hostesliğini ciddiye alınması gereken bir laf kalabalığının içine yediriyorlar. Tüm bunlar kan kaybeden birini canlı yayında izlemek gibi soğukkanlılık gerektiren patetik bir deneyim. Ama Acun dünyasının formülünün en güzel örneği.


Yenilerin sıradan, eskilerin düşkünlerden oluştuğu bir şöhret karnavalının en coşkulu gösterisi bu. Şu anda rating rekorları kıran Survivor da bu fabrikanın best seller'ı.


Bu döngüden çıkıp gerçek yıldızların arasına karışma peşindekileri ise daha da büyük hayal kırıklıklarıyla dolu bir macera bekliyor. Kimsenin Turabi var diye Kertenkeledizisine akmayacağını, Hilmicem'den jön olamayacağını, Serenay Aktaş'ın büyük bir dizinin başrolü için "Anneeemm içiiiin!"den fazla hırsa ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz.

İşin en zalim tarafı da, aslında ada konseyinden sonra kimsenin başına ne geldi, ne olacak zerre umursamıyoruz. Ve tezgah böylelikle yağlanıyor, geri dönüşümlü ünlülerin kitle üretimi devam ediyor.
ranini.tv
82688081_3749748_4241322423441.gif
Ara
Cevapla
Teşekkür verenler:


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping