01-13-2021, 09:29 PM
Oysaki ne güzel duygularla bölümün başına oturmuştum. Belki geçen hafta yapılan hatalardan ya da yanlış anlaşılmalardan dönülmüştür umuduyla. Gel gör ki daha da niceleri kapıda bizi bekliyormuş. “Nefesimsin” olarak açılan etiket “keşkemsin” olarak açılsaydı keşke. Gelin biraz bakalım beklentilerim doğrultusunda aklıma takılan sorunlar nelerdi, bu bölüm neler yaşandı?
Hayatta insanın en büyük dostu da kendisidir, en büyük düşmanı da. Geçmişte yaşadıklarından ders almayan biri kendine dair en büyük hatayı yapar. Affetmeyi bilmek, geçmişin gereksiz yüklerinden kurtulmak insanı iyiye yöneltir. Söylenen yalanlar, saklanan sırlar hep yol tıkar. Yalanlar ve sırlar ilerletmez, kocaman bir keşke kelimesine dönüşür sadece. Bu hatalardan dersini çıkaramayan insan aynı hataları yapmaya devam eder, aynı Eda gibi. Serkan ondan hayatının en büyük sırrını sakladığında Eda çok kırıldı. Serkan’a olan güvenini kaybetti. İlişkileri birçok yara aldı bu saklanan sırlar yüzünden. Korkular yalanlara dönüştü, yalanlar sırlara, sırlarda çok büyük bir keşkeye bıraktı yerini. Bu hatalara birebir tanıklık eden Eda ise her şeyi Serkan’a anlatmak yerine ondan saklamayı tercih etti. Bizim tanıdığımız Eda güçlüydü, kaybetme korkusunun ona istemediği şeyler yapılmasına izin vermezdi. Kendi düşüncelerine güvenir, kimsenin de kuklası olmazdı. Eski Eda oradaysan bize ses ver lütfen, seni çok özledik çünkü. Serkan’a hislerini açıklamanı, ona “seni seviyorum” diyebilmeni özledik en çok da.
Dizide her karakterin ayrı bir hikayesi, kendine has özellikleri var. En çok nedenleri olan, onunla empati yapabilmeyi barındıran anlamlı karakterler izlemeyi seviyorum. Aydan Hanım bunun en güzel örneğiydi benim için. İlk bölümler de Eda’yı sevmemesi ya da kötülük yapması beklenirken onun her zaman yanında olan birine dönüştü. Ayfer Hanım için de öyle. Hem güçlü olup kimseye ihtiyaç duymamasıyla hem de her koşulda Eda’nın yanında oluşuyla örnek biriydi. Geçmiş zamandan bahseder gibi yazıyorum çünkü tanıdığımız, sevdiğimiz karakterler birbiri ardına çok değişti. Eda tutarlılığını kaybetmeye başladı, Ayfer ve Aydan Hanım’da kendi benliklerini. Ayfer ve Aydan Hanım hayatlarında hiç kimseye ihtiyaç duymayan güçlü karakterler. Son bölümde izlediğimiz şef Alexander yüzünden birbirlerini kıskanmaları ve söz dalaşına girmeleri beni hiç güldürmedi, aksine geldikleri hal açısından üzdü. Oysa başta tanıdığımız Ayfer Hanım’da böyle değildi Aydan Hanım’da.
Dizinin son zamanlardaki benim için sorun oluşturan birkaç noktasına değinirsem:
* Daha doğru düzgün barışamayan Eda ve Serkan’ın birbirlerinden daha da uzaklaşması oldu dizinin en büyük kaybı. 13.bölümden beri ayrılar, onu geçtim barışmadan tekrar ayrılmayı başardılar. Oysaki onların her sahnesi güzel, kıskançlıkları da güzel, kavgaları bile güzel. Ama onlar en çok birbirlerinin yanında güzeller, ayrı iken her cephe de ayrı ayrı acı çekerken değil.
* Son izlediğimiz bölümde mesela çok az Eda ve Serkan sahnesi vardı. Onlardan çok Balca ve dublajlı prensi daha izledik gibi geldi. Sahiden o karakterin üzerine neden öyle bir dublaj yapmaya ihtiyaç duyuldu ki. ^^)
* Balca’nın çoğu sahnede gereğinden fazla olması gereksizliğinin dışında, Semiha Hanım’ın asla böyle bir karakter olmaması gerekirdi. Hikâyenin kötü bir karaktere ihtiyacı vardı. Ama tutarlılığı olan, yıllardır görmediği kızı ya da torununa emirler yağdıran birine değil. İzleyici onunla empati kurabilmeliydi, nedenlerini anlayabilmeliydi. Balca karakteri için daha az izlesek onu ve her sahnesinde Eda ve Serkan’ı rahatsız etmeye çalışmasa ne kadar güzel olurdu değil mi! Dublajlı prens ile çok yakışırlar birbirlerine.
* Eda’nın cephesinde neredeyse hakkında hiçbir şey bilmediğimiz biri var; o da en yakın arkadaşı Fifi. Siyah giymeyi ve arkadaşlarına yardım etmeyi sevdiği bildiğimiz tek şey. Onun perdesinin aralanması zamanı geldi bence.
* Son olarak güçlü kadın karakterlerimizi eski halleriyle görsek tadından yenmez olur. Eda mesela babaannesine boyun eğmese, bir sonraki bölüm ondan intikamını alsa. Ayfer Hanım Eda’yı biraz daha anlamaya çalışsa ve Serkan’ı Eda’dan ayırmanın yeğenine ne büyük acılar yaşatacağını anlasa. Aydan Hanım’da tek başına ama güçlü kalmaya devam etse keşke.
Emek verilen, çaba gösterilen her işin yadsınamayacağı düşüncesindeyim. Geçmiş bölümlere karşı kızgın olsam da yine daha güzelinin geleceğine karşın ümitliyim. Kızgınım çünkü hep söylüyorum ekibin çok ayrı bir enerjisi hem de potansiyeli var. Böyle bir uyumu ve potansiyeli kullanarak çok daha iyisini hakkeden bir işin boş yere harcanmasını hiç istemem. Yine ve yine yazımı okuyan, yorumlarda bulunan herkese çok teşekkür ederim. Bu zor durumlarda her hafta bölümleri izleyebilmemiz için sayısız kişi emek ve zaman harcıyor, emeği geçen herkesin eline sağlık. Yeni yıl yeni umutlar demek, geçmişi bırakıp şu ana odaklandığımız, hayallerimize ulaşabildiğimiz bir yıl dilerim. Herkesin yeni yılını kutlar, sağlıklı günler dilerim. Hoş kalın ve hoşça kalın.
yazan: Buğçe Büyüksönmez
kaynak: ranini.tv