02-14-2017, 07:28 PM

Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bir de bir hikâye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de. Ölürlerse bir kere daha üzülürüm. Çünkü koklayamazlar bir daha çiçek. Yazık olur.’’
Bu yazıyı daha geç yazmak isterdim. En azından zamanı gelince…
Evet, her veda zordur ama bu sefer biraz farklı. İlk defa bu kadar zor yazıyorum duygularımı, üstelik bu kadar yoğun yaşarken… İşte şu an tam da şu dakika, artık bu cümleyi daha iyi anlıyorum. ’’Kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.’’
Yahu alt tarafı bir dizi değil mi ne kadar dramatize ettin diyeceksiniz belki ama siz bilmezsiniz, siz hiç Poyraz Karayel’le tanışmadınız ki…
Benim için bu bir veda değil, zamansız bir gidiş sadece. Evet, artık her hafta misafirliğe gelmeyecekler belki ama bir yerlerde hep bizimle olacaklar. Belki bir şiirde karşılaşacağız, yolda yürürken ya da yine evimizin salonunda otururken gelecekler, ansızın…
Zaman geçiyor olabilir ama iz bırakanlar unutulmuyor.
Poyraz Karayel kalbimizin en özel köşesinde bir dünya kurdu, güzel bir dünya…
İçinde şiir olan, Oğuz Atay olan, sevgi olan, gerçek sevgi… Bugünlerde unutmaya başladığımız her şeyi ince ince hatırlatan bir dünya. Ne desem az, ne yazsam eksik kalacakmış gibi geliyor.
Poyrazcım Karayel… Keşke böyle ani gitmeseydin. Şu sıralar bir albaya bizim de en az senin kadar ihtiyacımız var. Herkesin bir albayı olmalı şu hayatta. Biz Cevher albayı çok sevdik.
Gelecek ay Poyraz’ın evini ziyaret etmeye gelmeyi planlıyordum. Sanırım ev boş olacak, ama anılar illa çıkar gelir, herkes gittiğinde de onlar kalmıyor mu zaten? Biraz boş duvara bakarım, bir zamanlar kimsenin dile dökemediği şeyleri nasıl bağıra bağıra söylediğini hatırlarım.
Keşke Bahri Baba bir çözüm bulsa ya da Poyraz veya Zülfikar yine o mükemmel tiratlarından birini canlandırsa ve bir mucize olsa.
kaynak:ranini.tv

